Kaymakam İğdebel’de.

Kış sezonunda köyleri gezip, temizlik kontrolleri yapan kaymakam baharda ise inşaat teftişlerine başladı. Okullar tatil olmuş, İğdebel’ e dönmüştüm. Köy bekçisi ev ev gezerek yakın bir tarihte kaymakamın geleceğini; evleri temizlemelerini ve belirtilen günde herkesin köyde olması gerektiğini söylüyordu. Köyde bir hareketlilik başladı. Sokaklar temizleniyor, evler sıvanıyor, bir koşuşturmacadır gidiyordu. Ben ve arkadaşlarım da çocuk […]

Kaymakam Eroğan

1939-1941 yıllarıydı. Bizim köyde okul olmadığı için Akpınar köyünde okuyordum. O zaman köyümüzSaimbeyli ilçesine bağlıydı. Saimbeyli’ye yeni bir Kaymakam gelmiş, hiç durmadan köyleri geziyor, evlerde temizlik kontrolü yapıyor ve köylülere çeşitli sorular soruyor , bilmeyenleri cezalandırıyor diye bir söylenti yayıldı. Mesela; “Cumhuriyet ne demek? İstiklal ne demek?” diye soruyor, İstiklal Marşı’nı okutuyormuş. Akpınar köyüne de

Tahtaların Peşinde

1943 yılıydı. Ağabeyim Kadir Saban ve komşumuz İlyas Amca Göksun’un bir köyünden Veli adında bir şahıstan 8 metreküp çam ağacından biçilmiş tahta aldılar. Biz de komşulardan aldığımız birkaç kağnı arabası ile tahtaları almaya gittik. Tahtaların sahibini ormanda bulduk ve tahtaları ölçmeye başladık. Ben o zamanlar üçüncü sınıfta okuyordum. Mal sahibi benim ölçüşümü beğenmeyip kendisi ölçtü.

Rüşvetçi Nahiye Müdürü

1945 yılında köylerde açlık eskisi kadar değilse de yine devam ediyordu. Yukarıdaki anılarımda da anlatmaya çalıştığım gibi; Devletin köylünün mahsulünden aldığı yüzde yirmiden, bu işle ilişiği olan memurlardan az veya çok payını almayan kalmamıştı. Benim şahit olduğum bir anımı burada anlatmak istiyorum. Belki bundan ders alan olabilir. Rüşvetçi olanın sonunun nasıl olacağını anlatıyorum. Devlet topladığı

Kırbaç Adabı

Çerkes kırbacı belli ustalar tarafından yapılırdı. İnce bir deri sapa eklenir. Sap, kişinin isteğine göre gümüşten, kiraz ağacı veya başka bir ağacın dalından yapılırdı. Gümüşten yapılan sapların üzerine çeşitli süslemeler yapılırdı. Ağaç sapların üstü ise deri ile kaplanırdı. Kırbacın ucu için deriyi pişirip yumuşatırlardı. İp gibi ince ince dilip, uzun ince bir derinin üzerine örerlerdi.

1946 Genel Seçimleri

1946 yılında Türkiye’de tek partili dönem sona erdi ve Demokrat Parti adında yeni bir parti kuruldu. Kurucuları; Celal Bayar (Gözlüklü Celal), Adnan Menderes, Re k Koraltan, Fuat Köprülü ve adlarını hatırlayamadığım başka ünlü kişilerdi. Parti tam milletin sıkıntılı zamanında kuruldu. Bilhassa köylüler çok zor durumdaydı. Yokluk, pahalılık ve karaborsa almış yürümüştü. Parti Başkanı Celal Bayar, Atatürk

Kabaktepe – Sarıçiçek

                                                                                                        Yıl 1978 idi. Tufanbeyli

Ağabeyim Abidin’in Kayapınar Köyünden Evlenmesi

Diğer anılarımda da yazdığım gibi biz bir babadan dört erkek ve dört kız olmak üzere sekiz kardeştik. Küçük annemizden Abidin, Kazım, Zülfiye vardı. Babamız hayatta iken çiftçilik yapardı. Yıllık bir tutma(işçi) tutardı. Hasat zamanı da üç aylığına iki tane tutma tutardı. Kardeşim Hayri ile ben ilkokulda, köyümüzün okulu olmadığı için köyümüze 20 kilometre uzaklıkta bulunan

Scroll to Top