1946 Genel Seçimleri

Okuma süresi:5 Dakika

1946 yılında Türkiye’de tek partili dönem sona erdi ve
Demokrat Parti adında yeni bir parti kuruldu.
Kurucuları; Celal Bayar (Gözlüklü Celal), Adnan
Menderes, Re k Koraltan, Fuat Köprülü ve adlarını
hatırlayamadığım başka ünlü kişilerdi. Parti tam
milletin sıkıntılı zamanında kuruldu. Bilhassa köylüler
çok zor durumdaydı. Yokluk, pahalılık ve karaborsa
almış yürümüştü. Parti Başkanı Celal Bayar, Atatürk
zamanında da Başbakanlık yaptığı için halka pek
yabancı gelmiyordu. Bilhassa köylüler “Gözlüklü Celal,
Demirkırat (Demokrat) adında parti kurdu, bolluk ve
ucuzluk getirecek” diye seviniyorlardı.
Şeker kıtlığı vardı
Şeker buhranı vardı. Memurlara nüfus oranına göre tahsisen şeker veriliyordu. Köylüler zaten
doyasıya çorba bulamıyordu ki şeker alsın, misa ri gelen ve mecburen şeker almak zorunda
olanlar da kilosunu beş liraya karaborsadan alıyordu ki o zamanlar bir koyun beş liraya
satılıyordu. Bu durum da köylü zümresi Demokrat Partiye akın etti. Bu durumların farkında
olan iktidar partisi de bazı tedbirler aldı, köylünün mahsulünden yüzde yirmi vergiyi kaldırdı,
başka bazı iyileştirmeler yaptı. Seçim tarihini de öne aldı.
Milletvekili seçimi 7 Temmuz 1946 tarihinde, mahalli seçimler de takriben milletvekili
seçiminden bir ay sonra yapılacaktı. O zamanki seçim sistemi de, açık oy kapalı tasnif; oyu açık
kullanıyorsun tasnif gizli yapılıyordu. Misal; A köyünde yapılan seçimde, tasnif sonucu 150
geçerli oy kullanılmış olup, bu oyların 80 ni A. partisine, 40 ı B. Partisine kullanılmıştır, gibi bir
zabıt tanzim edilirdi. Kullanılan oy pusulaları da anında yakılarak yok edilir, tutulan tutanağın
altını da sandık kurulu üyeleri ile köy ihtiyar heyeti imza eder iş biterdi. İtiraz edilemezdi.
Yirmi yaş üzerinde olanları yazıyoruz
Seçimden bir hafta kadar önce köy kâtipleri köy muhtarlarına boş kâğıt imza ettirdiler; bizim
köye de getirdiler ama, muhtar olan ağabeyim imzalamadı. Ağabeyim de, mahalli seçimlerde
Adana ili il Encümen üyeliğine adaydı, bu nedenle evde pek kalamıyor, köyleri geziyordu.
Ağabeyim bana: “Köyün seçmen listesine, nüfus defterine bakarak yirmi yaşından yukarı
olanları yaz, mühürü İlyas Amcaya verdim, ona tastik ettir” dedi. Ben de seçmen listesini
yazdım. Ağabeyim, yirmi yaşından büyük olanları yaz, demişti fakat ben on altı yaşından büyük
kızları da yazdım. Kızlar da gelsin seçime bir renk katsınlar diye. İlyas amcaya da tasdik ettirdim,
listenin bir suretini köy bekçisine verdim, bu listeyi ev ev dolaştır tebliğ et, bu listede adı olanlar
seçim günü gelip oy kullanacaklar, gelmeyenlere ceza verilecek, dedim. Bekçi de aynen
dediğim gibi tebliğ etti.
Sandık Kurulu Başkanı ile muhtarımız tartışıyor

Seçim gününden bir gün önce sandık kuru başkanı, üyeler ve parti müşahitleri geldiler. Sandık
Kurulu Başkanı Hasan Yavuz ile muhtar vekili İlyas amca tartıştı. İlyas Atıcı, Hasan Yavuz’a
“Sabah sabah dolaşıp, neden propaganda yapıyorsun ayıp değil mi, herkes reyinde hür değil
mi?” dedi. Hasan Yavuz da İlyas Amca’ya “Bana bak ! Bana Hasan Yavuz derler, propaganda
yapsam ki ne olur! “ dedi. İlyas Atıcı da “Benim kapımdaki köpek te yavuzdur, yavuz olsan ne
olur ?” dedi. Hasan Yavuz çok kızdı “ Ben buranın sandık kurulu başkanıyım, görevliyim, bana
nasıl böyle hakaret edebilirsin !” diyerek zabıt tuttu. İlyas amca da öyle daldan – budaktan
sakınacak adam değildi, çok cesur bir adamdı ama, ortam çok kötü, bir de yaşlılık var.
Etraftakiler toplandılar. Hasan amcam ve Hüseyin amcam, “Çok ayıp ediyorsun, sizinle öteden
beri dostuz, bu yaptığın hiç sana yakışmaz. Baban yaşında biriyle uğraşmak yakışık almaz”
dediler Hasan Yavuz’a. ? “O adam bana büyük hakarette bulundu ama, sizin hatırınız
kırılmasın”dedi ve tuttuğu zabtı yırttı attı. Amcalarım da “Sen nasıl biliyorsan öyle yap, kimse
sana karışamaz”dediler.
1946 yılı seçimlerinde oylar kullanılıyor
Demokrat Parti’nin gönderdiği müşahit Ayhan Kaytancı adında bir gençti, ona da senin yaşın
müsait değildir, diyerek içeriye almadılar. İlyas Atıcı da küstü, içeriye girmek istemedi, köy
mührünü ve kendi mührünü bana verdi. O zamanlar azalar imza kullanmazdı. Mühürleri bir
torba içinde muhtarda olur, muhtar gereken yerlere basardı. İlyas Atıcı mühürleri bana verdi.
Hasan amcam da bana “İçeride bir huzursuzluk çıkarma, Hasan Yavuz ne derse onu yap” dedi.
Köylü vatandaşlar sevinç ve heyecan içinde geldiler, oylarını kullandılar, oy kullanım işi sona
erdi, tasnife geçildi. 130 geçerli oy çıktı. Bu geçerli oyların; 90 tanesi Demokrat Partiye, 30 u
Cumhuriyet Halk Partisine, 10 u da muhtelif bağımsızlara yanlışlıkla kullanılmıştı. Yukarıda da
izah ettiğim gibi seçim sistemi başkaydı, her şey bir zabıt ile hallediliyordu. Sandıktan çıkan
sonucun tam tersini yazdılar; 90 oy CHP, 30 oy DP ve 10 oy da bağımsızlara.
1946 yılı seçiminde oy pusulalarını yakıyoruz
Bağımsızlara verilen on oyu doğru yazdılar çünkü bağımsızların müşahidi vardı. Böylece zabıt
tutularak imzalandı. Ben de muhtar vekilinin vekili olarak, köy mührünü ve muhtar vekilinin
mührünü bastım. Kullanılan oy pusulalarını da önceden hazırladığımız mangalın içine koyduk
ve bir de kibrit çaktık, güzelce yandı gitti. Böylece seçim de bitmiş oldu.
Seçimden önce, sonucunda anlaşıyoruz
Bu şartlar altında yapılan genel seçimde, Demokrat Parti 60 Milletvekili çıkarabildi. Birkaç
milletvekilliğini de bağımsızlar aldı, geriye kalan milletvekillerin tamamını CHP aldı. Bundan bir
ay kadar sonra da İl Encümen Üyeliği seçimleri yapıldı. Ağabeyim bağımsız il encümen üyeliğine
adaydı, başka köylere gitmişti. Seçim günü sandık kurulu ve köy ihtiyar heyeti toplandı. İlyas
Atıcı “Sandık kurmaya gerek yok, köyde kaç seçmen olduğunu da biliyoruz. Zaten seçime
katılan CHP ile DP ve bir de bağımsızlar var, bunlara eşit miktarlarda bölüşelim, kimse de
küsmesin, köylüyü de toplayıp meşgul etmeyelim” dedi. Öteki üyeler de uygun gördüler. Hiç
geçersiz oy da çıkarmadan 130 oyu üç böldük ve böylece zapta geçtik. Encümen seçimini de
böylece tamamladık. Akşama ağabeyim geldi, ”Ne yaptınız seçimi?” dedi. İlyas amca da durumu
anlattı. Ağabeyim ”Yahu, insan hiç olmasa sandığı kurar” dedi. İlyas amca da: “Milletvekili
seçiminde sandığı kurduk, köylüyü topladık ta ne oldu, yine bildiklerini yaptılar. Sandığı kurup,
köylüyü toplayıp, köylüyü bir günlük işinden avare edince daha iyi mi olacaktı” dedi. Böylece
1946 Genel ve Yerel seçimlerini bitirmiş olduk.
Bu yazıda adları geçenlerin hepsi rahmetli olmuştur. Hepsine Yüce Tanrı’dan rahmet dilerim.

About Post Author

Kazım Saban

Ben bu anılarımı yazarken, kendimi övmek veya başkasını karalamak niyetinde değilim. Mesela “Rüşvetçi Nahiye Müdürü” adlı anımda bahsettiğim müdürün hayatının son dönemlerindeki perişanlığını gördüm. Dürüst olmayan kimsenin sonunun iyi gelmeyeceğini ve dürüst insanın da sendelese de yıkılmayacağına inanmaktayım. Bu anılarımı çocuklarıma, torunlarıma ve okuyan diğer insanlara ibret olsun diye yazıyorum. Kazım SABAN 5-Ocak-2009
author

Yazan

Kazım Saban
Ben bu anılarımı yazarken, kendimi övmek veya başkasını karalamak niyetinde değilim. Mesela “Rüşvetçi Nahiye Müdürü” adlı anımda bahsettiğim müdürün hayatının son dönemlerindeki perişanlığını gördüm. Dürüst olmayan kimsenin sonunun iyi gelmeyeceğini ve dürüst insanın da sendelese de yıkılmayacağına inanmaktayım. Bu anılarımı çocuklarıma, torunlarıma ve okuyan diğer insanlara ibret olsun diye yazıyorum.
Kazım SABAN 5-Ocak-2009

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir